23 Haziran 2012 Cumartesi

Savaşlar Neden Yapılır

Savaşmak mücadele etmekmidir.Bence savaşmak hem mücadele etmek hemde savaşmaktır.Öncelikle savaş kelimesinden ne anlıyoruz onu bilmeliyiz.Benim savaş denince aklıma gelen ilk şey başkalarının haklarını mal varlıgına zorla el koymak yaşam hakkını sorgusuz sualsiz ellerinden almaktır.Mücadele ise işte bu savaşta yapılan haksızlıklara boyun eğmeden hakkını arama başkaldırmadır bence.Peki insanlar neden savaşmak gereksinimi duyarlar. ?
Savaşmanın çeşitli nedenleri vardır.Savaşmak halkların bagımsızlıklarını kazanmak için, devletlerin topraklarını genişletmek istemesi, başka devletlerin doğal ve yeraltı kaynaklarına sahip olmak istemesi gibi nedenler savaşlara yol açmaktır.Geçmiş savaşlar taş ile sopa,kılıç kalkan ile gögüs gögüse çarpışarak yapırlırken artık günümüzde savaşlar uçaklar ile bilgisayar başlarında yapılmaya başlanmıştır.Teknoloji ilerledikçe savaşların vermiş olduğu acılar daha artmış insan katliamları dahada fazla yapılmıştır.Eski çağlarda savaşlar 100 kişi öldümü çok insan ölmüş denirdi ama günümüz şartlarında savaşlarda milyonlarca insanlar ölmekte ve kimse buna karşı bir tepki verememektedir.

Sarmaşık Gülleri

Bloğumada adını vermiş olduğum sarmaşık gülleri çok sevdiğim bir bitki türüdür. Evimde de bulundurmuş olduğum bu bitkilerin bakımları hakkında bazı bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.Aslında sarmaşıklar çeşit olarak bir hayli fazla bir türdürler.Çoğu kez insanlar bu sarmaşıkların uzuyan özelliklerinden yararlanmak için bu çiçeği seçerler.Hoşunuza gitmeyen bir duvarı veya penceriyi daha da güzelleştirmek isteyebilirsiniz.İşte bu aşamada sarmaşık çiçekleri devreye girer.Sarmaşıklara iyi bir bakım yaparak çok ihtişamlı ve güzel bir bitki kökü elde edebilirsiniz.Genelde baharın gelmesiyle açar ve sonbaharda kuruyup dökülmeye başlarlar.Sarmaşıkların bakımları oldukça kolaydır.Hergün su vererek bu bakımı gerçekleştirebilirsiniz.Sarmaşık çiçekleri ortalam 15 metre kadar uzarlar.Kimi sarmaşık türleri çiçek açar kimileriyse meyve verirler.Örneğin asma agaçlarıda birer sarmaşık türüdürler ve üzüm veririler.

Renkli Civcivler

Bizim zamanımızda civcivler genellikle sarı renkteydiler. Yani bildiğiniz klasik civciv rengiydi. Ama şimdi bakıyorum baharın gelmesiyle rengarenk civcivler petshoplar sokaklarda falan satılıyor. Benim anlamadığım nasıl oluyorsa bu civcivler böyle rengarenk (sarı, kırmızı, yeşil, mavi ) oluyorlar. Bu civcivler doğuştan mı böyle oluyor herhangi bir ilaç mı kullanıyor gerçekten merak ediyorum. Bu civcivler ne kadar sağlıklı oluyor ne kadar süre yaşıyorlar gerçekten aklım almıyor. Bu merakımı gidermek için ufak bir araştırma yaptım ve gördüm ki insanlar ticari kaygılar nedeniyle bu zavallı hayvanları kimyasal ilaçlarla ne hallere getiriyor. Daha yumurtalar kuluçka süresini doldurmadan hazırlanan kimyasal ilaçlar şırınga eşliğinde yumurtanın içine enjekte ediliyor. Enjekte işlemi bittikten sonra yumurtalar tekrar kuluçkaya bırakılır. Kuluçka süresi dolduktan sonra yumurtalardan civcivler renkli olarak çıkıyor. Genetiği ile oynanan bu hayvanlarında yaşam haklarının olduğunu unutmayalım. Çocuklarımıza bu civcivleri almayarak bu hayvanların satılmasını engelleyebiliriz.

Ankut Güvercini

Genelde bir başkasına hakaret ederken kullanmış olduğumuz angut(ankut) kelimesi aslında çok duygusal bir kuş türüne karşılık geliyor. Evet arkadaşlar angut bir kuş türüdür ve oldukça değerli bir kuştur. Diyarbakır şehrine ayit bir kuş türü olan ankutlar genellikle kırmızı renkte oluyorlar. En önemli özellikleri de sahiplerine oldukça bağlı olmalarıdır. Evet arkadaşlar bu kuş türü sahibine öyle bir bağlı ki sahibi hastalanınca oda hastalanıyor hatta daha fazlası sahibinin öldüğünü anlayan kuş kendi kendine intihar ederek öldürüyor. Nasıl mı intihar ediyor yemek yemeyerek, su içmeyerek hatta yüksek bir yerden kendini aşağıya bırakarak intihar ediyorlar. Böylesine muazzam bir kuşun ismini bir başkasına hakaret ederken kullanmak ne kadar üzücü bir durum değil mi. Üstelik nesli tükenmekle karşı karşıya olan bu türün yaşatılması için elimizden geleni yapmalıyız.

Batılılaşmak Nedir ?

Nedir allahınızı severseniz bu batılılaşma.Neden halk olarak herşeyi yanlış anlıyoruz. Batıtılışma denince neden sadece batı ülkelerindeki giyimi kuşamı örnek alıyoruz.Neden batının ilmini bilimini almıyoruz.Neden batıtılışmayı açılma saçılma olarak değerlendiriyoruz.Batıda sadece sokaklarda istediğin kıyafetle istediğin tarzda giyinip şekle girmeylemi değerleniyor batılılaşma denince sadece bumu aklımıza geliyor.Şayet anladığımız bu ise gerçekten halimiz içler acısı. Batının neden teknoloji alanında, eğitim alanında, kültür alanında, sosyal alanındaki yönlerini örnek almıyoruz.Neden hukukunu,sanatını örnek almıyoruz.Neden sadece ahlaki değerlerimizi yok edecek yönlerini örnek alıyoruz.Gerçekten merak ediyorum halk olarak batılılaşmayı neden bu kadar bir şekilde anlıyoruz.Batı insanına benzemek için kılık kıyafetlerimizi değiştiriyoruzda neden onların eğitim seviyelerine ulaşmak için eğitim-öğretime önem vermiyoruz. Gerçekten çok düşündürücü ve ürkütücü bir halk olmaya başladık.

Sanatçının Sözlüğü

Sanatçının sözlüğünde bulmak ve yaratmak eş anlamlıdır.Sanatçınn yazma sürecindeki yolculuğu çoğu kez hindistana gitmek için yola çıkan geminin amerikayı bulması gibidir.Sanatçı yazmaya başlarken farklı farklı dünyalara gider gelir.Elinde olmadan yazıklarınnda çeşitli anlamlar çıkararak daha değişik düşüncelere bürünür. Bir sanatçının yazacaklarının nereye gideğini önceden bilmesi sanatçının yaratıcılığını körertmektedir.Sanatçı o anki duruma göre hareket etmeli o anda düşündüklerini yazmalıdır.Bu onları kalıcı ve ayrıcalıklı kılmaktadır.

Yazmak Önceden Düşünmek Değildir

Yazmak oldum olası tesadüflerle dolu bir sanattır. En basit şekilde bir mektup bile yazınca binlerce sözcük içinden bizim için en uygun bizi en iyi ifade eden kelimeleri bulmak zorundayız.Yazınca önce beklersiniz ne yazacağına karar verirsiniz bunu ne göreye yaparsınız önceden tasarlamış olduğunuz düşüncelerimize göre yaparız.Ama aslında yazmak bu değildir.Önceden düşünmeden o anda aklınıza gelenleri yazmaktır yazıma. Bir şairde şiir yazarken kesinlikle önceden düşünmeden tasarlamadan yazmalıdır.Aksi halde şiiri kalıcılığı yakalayamaz doğallıktan uzak bir yazı yığınına dönüşür. Bir yapıt yazarken ve bu yapıtımızın geleceğe aktarılması istiyorsak kesinlikle tasarlamadan doğal spontane bir şekilde yazmamız gerekmektedir. Halktan kopuk,önceden kurgulanmış yazıların geleceğe kalması çok zordur.